DR. ÖĞR. ÜYESİ NEBİYE YAŞAR
4 min readNov 11, 2022

Gençlerin Pozitif İyi Oluşları İçin “Sosyal Sorumluluk Projeleri”

Photo by Chang Duong on Unsplash

Hiçbir şey için geç değildir. Ne bakış açınızı değiştirmek ne de mutlu olmak için…

İnsan, mutlu olmak, iyi olmak ister. Mutluluk kavramı, düşünce tarihinin en temel felsefe ve ahlâk konularından biri olduğu gibi, insanoğlunun hep peşinden gittiği en büyük hedeflerinden biri olmuştur. Aristo kişinin kendisi için “iyi” olanı gerçekleştirmesi, “iyi olması” olarak tanımlanmıştır.

İyi olma hali, kişilerin yaşam kalitesini ve memnuniyetini ön plana alan ve belirlenmeye çalışılan temel göstergeler çerçevesinde yapabilirliklerini arttırmayı hedefleyen bir yaklaşımdır. İyi olma hali yaklaşımı sağlık, maddi durum, eğitim, ev ve çevre koşulları, risk ve güvenlik, katılım ve ilişkiler gibi farklı alanlarda bireylerin “iyi” olmasını hedefleyerek, kişilerin refahına ve gelişmesine bütünsel olarak yaklaşır. Günlük yaşamda sıkça sorulan ve cevaplandırılan “nasılsın” sorusuna verilen “iyiyim” cevabı da, bireyin iyi, sağlıklı ve mutlu olmasını içermesi bakımından psikologlarca üzerinde ağırlıklı olarak durulan bir mesele olmuştur. İşte bu sebeple öncelikle “gençlerin sahip olduğu ya da ulaşmak istediği bu iyi olma ve mutluluk nedir? Bunu neler oluşturur? Nasıl ulaşılır?” sorusunu cevaplayabilmek için; bunların temeli olan iyi olmanın tanımına bakmak gerekir.

Psikoloji literatüründe “iyi olma” esas olarak, pozitif ve negatif duyguların dengelenmesi ile kişinin mutluluğunu esas alan “hedonic” ve kişinin nasıl iyi olacağını anlaması üzerine kurulan “eudaimonic” olmak üzere iki ana yaklaşım ile ele alınmıştır. “Hedonic” yani hazcı bakış açısı, iyi olmayı “doyum ve mutluluk” olarak tanımlamaktadır. Bu bakış açısının kavramsallaştırılmasındaki temel ölçüt; kişinin kendi kendine belirlediği değer ve standartlara göre yaşamını değerlendirmesidir. Psikolojik işlevsellik bakış açısı iyi olmayı “kendini gerçekleştirme ve insanın tam fonksiyonda bulunması” yaklaşımına göre tanımlamaktadır.

Pozitif psikoloji ise, iyi bir hayatı keşfetmeyle ilgilenmiş, amacını da “iyi olanın daha da iyi olması” olarak belirlemiş fakat insan modelinde mükemmel insanı değil; sıradan insanın güçlü yönlerini konu edinmiştir. Bundan dolayı bu hareket Pollyannacı bir tutumla gerçekleri yadsımamakta ya da hayatı tozpembe de görmemektedir. Çalışmalarını insanın olumlu özelliklerine ve yeteneklerine, mutluluk ve sağlık hedefine, değerler ve olumlu duygular yoluyla ulaşmaya çalışmaktadır.

Pozitif psikolojinin amacı, insanın mutluluğudur. İnsanın mutlu ve iyi olma için gösterdiği emeğe ve çabaya yapılan bu vurgu, pozitif psikolojinin hazza yaşam doyumuna dayanan iyi olma modellerden farklı olarak, hayatın anlamı ve hayatın zor durumlarıyla mücadele, bireysel gelişim gibi varoluşsal öğeleri içeren kişinin kendini gerçekleştirme çaba ve sürecine daha fazla vurgu yapan psikolojik iyi olma modeline daha fazla yaklaştırmıştır.

Bundan dolayı insanın iyi oluşunu ve olumlu özelliklerini ilk kez pozitif psikoloji ele almamış olsa da, bu konuyu merkezine alıp, bununla ilgili çok sayıda çalışmalar yaparak, iyi olma kavramının daha genişçe ele alınmasını sağlayan bir psikoloji okulu olarak öne çıkmıştır. İnsanın iyi olması üzerinde önemli uygulamalardan biri olarak sosyal sorumluluk çalışmaları ve bu çalışmalarla birlikte sosyal sorumluluk projeleri insanın huzuru ve mutluluğu bakımından önem arz etmektedir. Böylece insan ve onun iyi olması paydasında buluşan sosyal sorumluluk projeleri özellikle gençlerin iyi oluşları kapsamında pozitif değerler zemini oluşturmaktadır.

Maslow’un kendini gerçekleştiren insan modelinde yer alan “ihtiyaçlar”, insanın kendini gerçekleştirebileceği değerler olarak tanımlanmakta ve insanın tam olabilmesini sağlayan temel ihtiyaçlar hiyerarşisine yerleştirilmektedir. Buna göre olumlu benlik tasarımı, hayatı anlamlı ve bir amaca göre yaşama, oto-kontrolün sağlanması, duygusal olgunluk, ümitvar ve iyimser bir dünya görüşü geliştirmek insanlara ve doğaya karşı olumlu değer ve tutum geliştirmek sosyal sorumluluk projelerinde bir yöntem olarak var olmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1940’lardan önce iyi/sağlıklı olmak, “herhangi bir hastalık belirtisine sahip olmamak” olarak tanımlanmaktayken, 1947’de büyük bir değişim geçirmiş, “yalnız hastalık ve sakatlığın olmaması durumu” olarak değil, “kişinin fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak tam anlamıyla sağlıklı/ tam bir iyi olma hali” olarak yeniden tanımlanmıştır. Bu yeni sağlık tanımı sadece kavramsal bir değişim değil, aynı zamanda bir paradigma değişiminin işareti olarak da kabul edilmektedir. Burada en önemli nokta ise; bu yeni sağlık tanımıyla ortaya çıkan ve içinin doldurulması beklenen “iyi olma hali” kavramıdır.

Sigmund Freud’la birlikte insanı anlamak ve tanımlamak için çalışmalar yapan psikoloji bu sayede “neyin insanı mutsuz ettiği” meselesine ek olarak; “insanın ne ile mutlu olduğu” meselesine de yer açmıştır. Psikoloji biliminin bu belirgin yönelimi kısa sürede araştırmalara da yansımış, insanların daha üretken ve tatmin edici bir yaşam sürmesine yardım etme mesaisinde “yaşam memnuniyeti / kalitesi/ doyumu, öznel iyi olma, psikolojik iyi olma ve mutluluk” gibi konular daha fazla incelenmeye başlamıştır.

Bireylere yaklaşımını olumlu duygu, değer ve davranışlar üzerinden ele alan pozitif psikolojinin de etkisiyle gençlerin psikolojik iyi olması önemlidir. Sosyal Sorumluluk Projeleri- iyi olma ve değerler ilişkisine insanların mutlu ve huzurlu olmak istediği erdemli bir dünyada, sağlıklı insan-insan ve insan-evren ilişkisinin kurulması için olumlu duygu ve değerler arasında önemli bir yere sahiptir. Gençlerin sosyal sorumluluk projeleriyle geliştireceği farkındalık ve sosyal sorumluluk etkinlik alanlarına olumlu bakış; gelecek yaşamında sorumlu bir birey olarak toplumsal yaşama aktif olarak katkı koymasını olanaklı kılabilecektir.

Sosyal sorumluluk projelerinde yer alan genç, zenginleşen anlam dünyası ile farklı alanlara özgü sosyal sorumluluk konuları hakkında olumlu tutum ve algılar geliştirebilecektir. Gelecekte oynayacağı yetişkin rolünün gereklerinden olan toplumsal sorumluluklarını alma sırası geldiğinde, sosyal ihtiyaçlara kabiliyetleri ölçüsünde katkı koyabileceği inancı, düşünceden eyleme geçişin itici gücü olabilecektir.

Eğer umutsuz olsaydı kelebek, bir günlük ömrünü uçarak geçirir miydi? Öyleyse pozitif düşün pozitif ol, etrafına pozitif enerjiyi sosyal sorumluluk projeleriyle yay, yaşamın da ömrün de pozitif olsun…

DR. ÖĞR. ÜYESİ NEBİYE YAŞAR
DR. ÖĞR. ÜYESİ NEBİYE YAŞAR

Written by DR. ÖĞR. ÜYESİ NEBİYE YAŞAR

Genç Beyinler Akademisi Direktörü —AB Proje Editörü

No responses yet